CERN’den SAU’ye Uzanan Bilim Yolculuğu

SAU Fen Fakültesi 2025-2026 akademik yılı açılış dersi Prof. Dr. Serkant Ali Çetin’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Sakarya Üniversitesi Fen Fakültesinde 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Dersi, Yüksek Enerji ve Parçacık Fiziği alanında yürüttüğü uluslararası çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Serkant Ali Çetin tarafından verildi. “Küçüğü Aramak, Evreni Kavramak” başlıklı derste evrenin oluşumuna, maddenin temel yapı taşlarına ve CERN’de gerçekleştirilen deneylere ilişkin güncel bilgiler paylaşıldı.

Programın açılışında konuşan Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Şişman, Prof. Dr. Serkant Ali Çetin’in CERN gibi yaklaşık 70 yıllık geçmişe sahip, dünyanın en köklü araştırma merkezlerinden birinde görev yaptığını belirtti. Fakülte olarak böylesine önemli bir bilim insanını konuk etmekten memnuniyet duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Şişman, bu buluşmanın verimli bir etkileşim ortamı oluşturacağına inandıklarını ifade etti.

Bilimsel merakın evreni anlamadaki rolü

Konuşmasında bilimin özünde anlamaya çalışma çabasının yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, araştırmacının farklı alanlara yönelmesinin ve “boş işlerle uğraşma” cesaretinin yeni keşiflerin kapısını araladığını ifade etti. Bilimsel merakın insanı sürekli bilinmeyenin peşinden koşmaya sevk ettiğini belirten Çetin, kuramların ancak deneylerle sınandığında anlam kazandığını, yanlışlanan bir teorinin bile büyük bir keşif değeri taşıdığını söyledi.

Prof. Dr. Çetin, parçacık fiziğinin evrenin en küçük yapı taşlarını inceleyerek varoluşu anlamlandırmaya çalıştığını, bu nedenle küçük ölçekli gözlemlerin evrenin bütününü kavramada kilit bir role sahip olduğunu ifade etti. Evrenin yalnızca yüzde 5’inin gözlemlenebilir maddeden oluştuğunu, geri kalan kısmın karanlık madde ve karanlık

enerjiden meydana geldiğini belirten Çetin, bu bilinmeyenlerin bilim dünyasına yeni araştırma alanları sunduğunu aktardı.

CERN’de yürütülen çalışmalar ve teknolojik katkılar

Çetin, CERN’de yürütülen Atlas ve Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) deneylerinin insanlık tarihinin en kapsamlı bilimsel iş birliklerinden biri olduğunu belirtti. Bu deneylerin tek bir ülkenin veya üniversitenin çabasıyla yürütülemeyeceğini, yüzlerce bilim insanının ortak emeğiyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Çetin, CERN’de geliştirilen teknolojilerin zamanla günlük yaşama yansıdığını, örnek olarak dokunmatik ekran ve bilgisayar faresinin bu araştırma ortamında ortaya çıktığını dile getirdi.

Araştırma kültürünün önemi

Konuşmasının son bölümünde Türkiye’de yüksek enerji ve parçacık fiziği alanında yürütülen çalışmalara değinen Prof. Dr. Çetin, Yüksek Enerji ve Parçacık Fiziği (YEPAF) Araştırma Grubunun faaliyetlerinden bahsetti. Çetin, Türkiye’de bu alanda açılan ilk doktora programlarından birinin yürütüldüğünü, lisansüstü eğitimin Ar-Ge kültürünün temelini oluşturduğunu belirtti.

Program, soru-cevap etkinliği ve plaket takdimiyle sona erdi