Sakarya Kent Şurası Kasım Ayı Toplantısı Gerçekleştirildi
Sakarya Kent Şurası’nın Kasım ayı olağan toplantısı, Şura Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu başkanlığında yapıldı.
Sakarya Kent Şurası Toplantısı konuğu Prof. Dr. Vahdettin SEVİNÇ Sakarya ilinde Üniversitenin gelişmesini anlattı
Prof. Dr. Vahdettin SEVİNÇ Sakarya ilinin Gelişmesindeki 55 Yıl
Prof. Dr. Vahdettin SEVİNÇ Dedem Osman Sevinç ve kuşağı 1924 yılı ilkbaharında Yunanistan’ın Drama vilayetinin Mahmatlı Köyünden zorunlu göçe tabi tutuluyorlar, 1924 Mübadelesi ile Batı Trakya’nın (Karasu nehrinin) batısındaki köyler Türkiye’ye zorunlu göçe tabi tutulurlar. İstanbul dışındaki Rumlar da dedelerimizin geldikleri köylere yerleştirilirler. 278 hane Mahmatlı Türkleri Hendek ilçesinin Çamdağı eteğine yerleştirilirler.
Mahmatlı, Oğuzlardan Yıldızhanın Kızık Boyunun Mahmatlı oymağından alınmış bir köy ismidir. Göçülen köye Kazımiye adı verilir.
Adapazarı Belediye başkanlarından ve Sakarya milletvekili Selahattin Gürdrama, Orman mühendisi Orman Genel Müdür Eski Yardımcısı Mahir Etkin, Emekli albay Rıfat Ergezen, Emekli albay Sefer Bilgin, Kimya Profesörü Vahdettin Sevinç, İktisat yardımcı doçenti Selim İnançlı…
Benim 1955 yılında birinci sınıfa başladığı ilkokul. Sınıf öğretmenimiz Servet Bağdatlı’ydı; halen sağdır. Hocama sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.
İlkokul ikinci sınıfı bu okulda okudum. Öğretmenimiz rahmetli Seyfettin Balcı’ydı. Şimdiki adı Çamlıca’dır.
İlkokul üç, dört ve beşi Hendek Haraklı İlkokulu’nda okudum. Öğretmenim Kamil Odabaş’tı. Vahit Tanır sınıf arkadaşımdır.
Hendek denilince şehir gelir aklıma, köyde okuduğum için. Yollar çamur, motorlu araç yok, zar zor çalışan bir kamyon var. 1950’li yıllardan söz ediyorum. Nakil aracı; öküz arabası veya eşek. Hendek’ten Adapazarı’na da burunlu bir iki tane otobüs var. O dönemde TEM zaten yok da, 1960’a kadar D-100 de yok.
Eski Hendek Caddesinin tam orta yerinde rahmetli amcam Hüseyin Sevinç’in kayınpederi Salih Mert otururdu. Necati Mert’in de amcasıdır. Salih amcanın çok güzel bir bahçesi vardı, biz de sık sık ziyaret ederdik. Yağcılar, Yeğenler caddesi, Cuma pazarı, Eski Garajlar gibi şehrin doğusundaki semtler genellikle bizim Hendek tarafından göçen insanlarımızın yerleşmesiyle meydana gelmiştir.
1960 yılında Hendek ilçemizde yapılan İlköğretmen Okuluna Giriş Sınavını bir tek ben kazanmışım. Böylece 1960 sonbaharında beş yıl sürecek Arifiye günlerim başlamış oldu. O zaman şöyle bir sistem vardı; 5’ten 6’ya geçerken çok başarılı öğrencileri Yüksek Öğretmen Okuluna (bugünkü adıyla Eğitim Fakültelerine) gönderiyorlardı. Beni 1965’de İzmir Yüksek Öğretmen Okulu’na gönderdirler. Beş yıl da orada okudum. 1970 yılında hem Yüksek Öğretmen Okulu diploması aldım, hem de Ege Ü. Fen Fakültesi Kimya bölümü diploması aldım.
Müdürümüz meşhur Azmi Gökmen’di. Dr. Kurtuluş Gökmen’in babası. Müdür başyardımcımız meşhur futbol hakemlerinden beden eğitimi hocası İbrahim Akman’dı. Öğretmen okullarında o dönemde Resim-İş dersleri önemliydi. İki sene Resim-iş dersimize rahmetli Hüsnü Gürsel gelmişti. Birbirinden değerli daha bir çok öğretmenimiz vardı, burada hepsini saymak mümkün değil. Ama şunu söylemeliyim ki, ö dönem öğretmenlerimiz köy enstitüsü misyonundan yetiştikleri için benim ve benim gibi bir çok arkadaşımızın öğretmenliği seçmesinde etkili olmuştur. Hemen hepsi çalışkan, fedakar, örnek öğretmenlerdi.
Sınıfımızın en çalışkanlarından rahmetli Müfit Özkan. Benim gibi kimyayı bitirip askerde teskere bırakmıştı. Yine sınıf arkadaşlarımdan Muğla Ü.’de Matematik Profesörü Zekeriya Güney vardı. Yan sınıfta Yunanistan Gümülcine’den gelen çok sevdiğim arkadaşlarımdan sınıf öğretmeni Mehmet Mustafa vardı. Bizim okulumuz yatılı erkek ilköğretmen okuluydu. Gündüzlü kız arkadaşlarımız vardı: Birisi Adalet Fırtına, diğeri Sümer Özbek. Çok arkadaşımız var ama hepsini saymak mümkün değil elbette.
Ben 1970’de Ege Ü. Fen Fakültesi Kimya Bölümünü bitirince, mecburi hizmet sebebiyle aynı yıl Trabzon Erkek İlköğretmen Okulu’nda Kimya öğretmeni olarak görevlendirildim. 1970’in sonlarında yüksek okul kuruluyor, ilk yıl Makine ve İnşaat bölümüne öğrenci alınıyor ama hocalar Yıldız Teknik Üniversitesi’nden geliyor. Ben de 1971 yılı Ekim ayında Kimya asistanı olarak göreve başladım. SDMMA (bugünkü SAÜ Mühendislik Fakültesi) Sicil Numaram 2’dir. 1 yok.
Sene 1970; Süleyman Demirel başbakan, Prof.Dr.Orhan Oğuz da Milli Eğitim Bakanıdır. Hükümet 3 yeni Mühendislik Mimarlık yüksek okulu kurmaya karar veriyor. Bunların şehirlerini belirliyor: Sakarya, Eskişehir, Konya. Zamanın milletvekillerinden Dr. Nuri Bayar, zamanın belediye başkanı Selahattin Gürdrama, dönemin Serdivan Belediye Başkanı Hüseyin Karabaş ve birkaç kişi daha rol alıyorlar, Nuri bey vasıtasıyla Milli Eğitim Bakanına gidiyorlar. Bakan Oğuz, üç şey istiyor bunlardan: 1- Bina, 2- Sakaryalı bir profesör veya doçent, 3-Sivil toplum desteği.
Yüksek okulun ve akademinin kuruluş yıllarında Serdivan Belediye Başkanı Hüseyin Karabaş, bu kurumun yerleşeceği yeri belirlemesi açısından Sakarya’da en önemli katkıyı veren kişidir. Yer aranırken, başka yerler önerilmesine rağmen, Arabacıalanı’nı (300 dönümdür, şimdiki Serdivan AVM’nin bulunduğu bölge), orayı belediye meclis kararıyla akademiye bağışladı, zemin uygun çıkmayınca Esentepe’deki şimdiki yerin üniversiteye kazandırılmasını sağladı. 2 bin dönüm arazinin ir 800 ayrı kişiyi ikna edip tek tapu altında toplanmasında büyük emeği ve katkısı vardır. SAÜ camiasının rahmet ve saygıyla anacağı isimlerin başında Hüseyin Karabaş gelmelidir.
Kuruluş yıllarında SDMMA Kurma ve Yaşatma derneğinin her türlü sekreteryasını ATSO Genel Sekreteri olarak üstlenmiş ağabeyimizdir. Okulumuza katkısı çok olan büyüklerimizdendir, rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Nadir Larif İslam-SDMMA Kurma ve Yaşatma Derneğinde önemli görevler üstlenmiş bir milletvekilimizdir. Eğitim ve öğretime çok önem vermiştir.
Nazmi Gürsoy- ATSO Meclis Başkanıydı o dönemlerde; onun da SDMMA’ya çok katkıları olmuştur, rahmetle anıyorum.
Mehmet Tever-Aynı derneğin yönetimindeki iş adamlarımızdan birisi de Mehmet Tever’di; o dönem şartlarında Akademi’ye önemli katkılarını hayırla yad etmek isterim.
Suat Mirza-Sakaryalı heyet Bakan Oğuz’un istediği diğer ikisini buluyor ama Sakaryalı bir öğretim üyesi bulamıyor; o zaman Orhan Oğuz, kendi yetiştirdiği Doç.Dr. Suat Mirza’yı Eskişehir DMM Yüksek Okulu’na asaleten, Sakarya DMM Yüksek Okulu’na da vekaleten kurucu müdür atıyor.
Yüksek okul 1970 yılı Eylül ayında Makine ve İnşaat mühendisliğine öğrenci almaya başlar; peki nerede eğitim verecektir? Çark caddesinde o günkü adıyla Adapazarı Lisesi’nin (bugünkü Atatürk Lisesinin) caddeye bakan köşesinde yatılı öğrenciler için pansiyonu vardı. Pansiyonun üst katında iki sınıf bir öğretim dönemi boyunca eğitim görür.
1970 senesinde Ozanlar Ortaokulu adıyla Eski Kandıra caddesinin sonunda bir ortaokul açılıyor. Aydın Karagülle ve İsmail Tomatır’ın müdür ve müdür yardımcısı olarak görev yaptığı yıllar. İlk yıl Ozanlar’daki yeni yapılan tip binada Ortaokul öğrenim hizmet verir. Mühendislik Yüksek Okuluna acil yer aranınca çare şöyle bulunur: Ozanlar Ortaokulu, Devoğlu’ndaki Ozanlar Lisesi’yle birleştirilerek orta kısmına dönüştürülür, ondan boşalan Ozanlar’daki binaya ise 22 yıl sürecek SDMA Akademisi yerleşir.
1970 yılında yeni kurulan üç yüksek okul, hükümet kararıyla 1971’de akademi statüsüne dönüştürülünce okulumuzun adı da Sakarya Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’ne dönüştürülür. Yüksek okul müdürü olarak ilk yıl görev yapan Doç.Dr. Suat Mirza, kısa süre daha devam eder.
Porf.Dr Süreyya Yarasa Akademiye dönüştükten tahminen beş altı ay sonra yani 1972 başlarında Yıldız Teknik Üniversitesi’nden derse gelen Makine Bölümünden Prof.Dr.Süreyya Yarasa, Akademi Başkanı olarak atanır. İki yıl kadar görev yaptığını hatırlıyorum.
SDMMA’nın İlk Asistanları Yüksel Bektöre, Nurten Büyükakten, Mustafa Önal, Hasan Özekes, Lütfi Saltabaş, Adil Altındal, Mustafa Karaduman, İsmail Çallı, İsmail Cürgül, İbrahim Uzman, Resmi Yıldız, ben (Vahdettin Sevinç) ilk aklıma gelen isimler. Bizim asistanlığa başlayışımızın üzerinden yaklaşık kırk yıl geçmiş, çoğu profesör oldu bu arkadaşlarımızın, bir kısmı emekli oldular.
SDMMA İlk Yılın Öğrencileri Önce inşaat bölümünü sayayım: En başarılı ilk öğrencimiz Mecbure Aksu’dur. Ersin Taranoğlu, Nuri Paker, Hasan Nomaler, ilk yıl inşaat öğrencilerimizdendir. Makine bölümünde ise Cevat Sarıgüzel, Demir Ali Bayraktar, Sedat Açıldı, Mustafa Demircioğlu ilk aklıma gelen isimler. İlk yıllardan Faruk Dalkılıç, Selma Taştemur, Nadi Özdemir, Atilla Sağır… O kadar çok öğrencimiz var ki mezun. Hangi birini sayayım. Kendilerinden hepsinin isimlerini sayamadığım için özür diliyorum.
Mustafa Kazak SDMMA’nın kuruluşundan itibaren 1977 Ocak ayında genç yaşta vefat edene kadar, Akademi başkan yardımcılığı yaparak, bu kurumun temellerinin atılmasında en önemli kişilerden birisidir. İnşaat mühendisi olarak laboratuarların oluşturulmasında işçi gibi gayret göstermiştir. Bugün Üniversitemiz İnşaat Mühendisliği bölümü laboratuarlarında adı bir atölyeye verilerek yaşatılmaktadır.
Akademi Başkanları Prof. Dr Ziya Baban, Pof. Dr. Nevzat Kor, kısa süreli Prof. Dr. Mehmet Akyurt, Prof. Dr. Mehmet Bilge, Prof. Dr İnal Seçkin.
İTÜ SMF 1981 sonbaharında Akademi statüsündeki okulumuz kanunla Mühendislik Fakültesine dönüştürülerek, İ.T.Ü.’ye bağlanmıştır.
İnal Seçkin Hatırladığım kadarıyla on bir yıl dekanlık yaptı. Mühendislik Fakültesinin de ilk dekanıdır. Ben de o süre içerisinde altı yıl dekan yardımcılığı görevinde bulundum. Kendisinin Sakarya Üniversitesi’nin oluşumunda bana göre hiç unutulmayacak emekleri olmuştur. Altı yıl çok yakınında çalışan birisi olarak iyi biliyorum; zor dönemin başarılı bir yöneticidir İnal bey.
Sakarya Üniversitesi 1992 yılı yaz aylarında, kanunla ikisi ileri teknoloji enstitüsü olmak üzere yirmi iki üniversiteyle birlikte Sakarya Üniversitesi de kuruldu. Kurucu rektör olarak Prof. Dr. Ramazan Evren atandı. Ben de rektör yardımcı olarak atandım. Ramazan beyden sonra 8 yıl (1994-2002) Prof. Dr. İsmail Çallı, 8 yıl da (2002-2010) Prof. Dr Mehmet Durman arkadaşımız rektör olarak görev yaptılar. 2010 Kasımından bu yana da Prof.Dr. Muzaffer Elmas SAÜ rektörü olarak görev yapmaktadırlar.
Prof.Dr. Vahdettin Sevinç’in İdari Görevleri Altı yıl Rektör yardımcılığı (1992-98), altı yıl Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı (1998-2004), altı yıl da Eğitim Fakültesi dekanlığı (2005-11) görevlerini üstlendim. 2011 Mayıs ayından bu yana da Sakarya Üniversitesi Vakfı kurucu temsilcisi olarak görev üstlenmiş bulunuyorum.
Sabahattin Zaim Ben Sabahattin Zaim hocayı daha doçentlik döneminde İzmir MTTB’nin düzenlediği bir konferansta dinlemiştim, o yıllardan itibaren tanırım. Rahmetle anıyorum. Ayrıca Rumelili olma yakınlığımız da vardı, büyüğüm olarak elimi öperdim. Çok zeki bir insandı. 1977’den itibaren bizde İşletme Mühendisliğinde İktisat dersi vermeye başladı. Asistanları arasında Abdullah Gül, Sami Güçlü, İbrahim Mete Doğruer ve Salih Şimşek’i ilk elde sayabiliriz. İstanbul Üniversitesi’nde hocaydı, derse geliyordu bize, 67 yaşında emekli oldu, SAÜ kurulunca - kanun gereği beş yıl yeni kurulan üniversitelerde görev yapabilir denilince- 1993’den itibaren SAÜ İİBF’nin kurucu dekanlığını yaptı. Kişiliği hakkında ne kadar iyi cümle kurulabilirse yine eksik kalacağını düşünürüm; çok iyi bir insandı. Güzel insan yetiştirmekten bahsederdi her zaman.
Abdullah Gül 1978-83 yılları arasında okulumuzda asistan olarak görev yaparken tanıdım. Çok sakin, efendi, iyi yetişmiş genç bir akademisyen adayı olarak hatırlıyorum. Cumhurbaşkanı olarak gösterdiği kararlı, uzlaşmacı hali o zamandan bekliydi.
Sami Güçlü Güçlü’yle 25 yıl gibi üniversitemizde birlikte çalışmış olduk, kendisini yakinen tanıyorum. İşini titizlikle yapan bir öğretim üyesidir. Bakanlığa getirilmesine de çok sevinmişimdir. Çok çok hatıralarımız var; Üniversite olması öncesi ve sonrası ortak çok gayretlerimiz oldu.
Ersin Taranoğlu Okulumuzun ilk dönem öğrencisi olarak talebeliğinden bugüne kadar tanırım. Memleketini milletini seven, milletine hizmet gayreti içerisinde gördüm daima. Hocası olarak bizlere karşı saygısını her zaman göstermiştir.
Nevzat Ercan İlimizden yetişen önemli bir siyaset adamı olarak tanıyorum. SAÜ’nin kuruluş yıllarında ve daha sonra bakanlık görevi esnasında yeni fakültelerin kurulmasında önemli gayretleri ve katkıları olmuştur.
Ünal Ozan-Kazım Yılmaz Üniversite kurulmazdan evvel, 1991 yılında Sakarya Üniversitesi Kurma ve Yaşatma Derneği kuruldu. Başkanlığını dönemin belediye başkanı Ünal Ozan, yardımcılığını da Avukat Kazım Yılmaz üstlendiler. Şehrin maruf simalarından Ahmet Aslan, M. Hamdi Güler, Hasan Bayraktar’ın o dönemde Üniversitemizin kuruluşuna önemli katkıları bulunmaktadır. Hepsini saygı ve takdirle anarken vefat edenlere de Allahtan rahmet diliyorum.
Sakarya Üniversitesindeki Sakaryalı Öğretim Üyeleri Üniversitelerde işin doğası gereği oralı olan üyesi çok fazla olamıyor. SAÜ’de de Sakaryalı Akademisyen oranı % 5 ya vardır ya da yoktur. Örnek vermek gerekirse; Prof. Dr İsmail Çallı, Prof. Dr Resmi Yıldız, Prof. Dr.İsmet Çevik, Prof. Dr Orhan Torkul, Prof. Dr Mehmet Ali Yalçın, Prof. Dr Saim Özdemir, Prof. Dr. Bülent Şengörür ilk aklıma gelen isimler. Genç kuşaktan da bir çok profesör doçent arkadaşlar geliyor"dedi.
Sapanca Gölü'nde en radikal tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor
Doç.Dr. Mahnaz GÜMRÜKÇÜOĞLU YİĞİT" "Sapanca, çok özel bir göl; çünkü içme suyu kaynağı. Sanayiye su aktarılması doğru değil. Bu dengesizlik, ekosistemin altüst olmasına yol açıyor. Gölü kirleten unsurlar, ekolojik dengeyi bozdu. Yağmur yağsın da göl kendine gelsin, sonra kaldığımız yerden devam edelim anlayışını bırakmalıyız. En radikal tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor. Sakarya ve Kocaeli'de milyonlarca insana içme suyu sağlayan Sapanca Gölü'ndeki su seviyesi, son yılların en düşük seviyesini gördü. Kuraklık, sanayi tüketimi ve tarımsal sulama nedeniyle yaşanan çekilme, göldeki ekosistemi tehdit edecek hale geldi.
'PLANLI VE TASARRUFLU HAREKET EDİLMELİ'
Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu Yiğit, gölde yaşanan ekolojik yıkımın sadece yağışlarla çözülemeyeceğini belirterek, "Su kullanımında planlı ve tasarruflu hareket edilmesi gerekiyor. Bundan önce de bu noktaya gelmiştik maalesef. Sadece yağışı bekliyor insanlar ama yağışla hallolmuyor. Çok daha öncesinden tedbir almamız gerekiyordu. Yaşam sudan başlıyor, suyla devam ediyor. İnsanların, tüm canlıların ve ekosistemin hayatı suya bağlı. Dolayısıyla suyun ne kadar kıymetli olduğunu bilip, ona göre davranmamız gerekiyor.
"Bir gölü besleyen her kaynağı, her damlayı hesap ederek, hangi faaliyetler için kullanılacağı, öncelik sıraları oturtularak planlama yapılmalı. Tarımsal sulamanın tamamen durdurulması doğru değil. Türkiye'de suyun yüzde 60-70'i, tarımsal sulamada kullanılıyor. Bunu tamamen kesmek gıda üretimini engeller. Ancak en az suyla en iyi verimi almamız gerekiyor. Kuraklıkla birlikte sanayi ve tarımsal kullanım gölü zorladı. Sapanca, çok özel bir göl; çünkü içme suyu kaynağı. Sanayiye su aktarılması doğru değil. Bu dengesizlik, ekosistemin altüst olmasına yol açıyor. Gölü kirleten unsurlar, ekolojik dengeyi bozdu. Yağmur yağsın da göl kendine gelsin, sonra kaldığımız yerden devam edelim anlayışını bırakmalıyız. En radikal tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor" dedi.
Gıda güvenliği gıda kaynaklı hastalıkları engelleyerek, gıdaların işlenmesi ve depolanmasını ele alan bilimsel bir disiplin.
Şengülay YURTAL" Gıda kaynaklı hastalık, içine yabancı etmen karışmış besin tüketimi sonucu meydana gelen herhangi bir hastalıktır. Genelde gıda zehirlenmesi de kullanılsa da bu genelde hatalıdır.Gerçek gıda zehirlenmesi besinde bulunan yabancı bir kimyasal madde veya doğal toksini yemek yoluyla meydana gelir. Gıda kaynaklı hastalıkların çoğu aslında patojen bakteri, virüs, prion veya parazitlerin neden olduğu gıda yollu enfeksiyondur. Bu tür enfeksiyonlar genelde besinin hatalı depolanması, hazırlanması veya servisinin yapılmasından kaynaklanır. Yemek hazırlanması sırasında, öncesi ve sonrasında hijyen kurallarına uyulması bir hastalığın bulaşma olasılığını azaltır. Besinin hastalığa yol açmaması için onun takibine beslenme güvenliği denir. Besin kaynaklı hastalıklar çevreye etki eden pek çok toksin tarafından da meydana gelebilir."dedi Gıda güvenliği gıda kaynaklı hastalıkları engelleyerek, gıdaların işlenmesi ve depolanmasını ele alan bilimsel bir disiplin. Bu potansiyel olarak ciddi sağlık tehlikelerini önlemek için takip edilmesi gereken bir dizi rutinleri içerir. Gıda güvenliği tüketicilerin zarar görmelerini engelleme açısından gıda savunması ile örtüşmektedir. Endüstri ve pazar; pazar ve tüketici arasındaki hattın güvenliği de buna dahildir."dedi
Başta tekstilci olmak üzere sanayici fabrikalarını yurtdışına taşıyor
Şura Başkanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu " “Hızlı nüfus artışının konut ihtiyacını artırması, mirasla arazilerin çok küçük parçalara bölünmesine ve atıl hale gelmesine sebep olması, verimli araziler üzerinde kurulu kentlerde sanayileşmenin artması üzerine bu kentlere ve verimli kıyı bölgelerine yönelik yoğun iç göç, verimli tarım arazilerinin geri dönüşümü olmayan bir şekilde elde çıkmasına sebep oluyor”
-“Verimli tarım alanlarından geçirilen yollar da çevresinde sanayileşme ve yerleşim alanları yarattığı için tarım arazilerini hedef haline getiriyor”
-“Yine verimli kıyı ovalarında gelişen turizm sonucu meydana gelen yapılaşma tarım arazilerinin elde çıkmasına neden oluyor”
-“Alternatif alanlar mevcutken, işlenebilir nitelikteki tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılması, kuşkusuz büyük bir savurganlıktır”
-“Tarım dışı kullanımının özellikle Çukurova, Gediz, Menderes, Tarsus ovaları, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Kocaeli, Sakarya,
Düzce, Trakya gibi verimli tarım arazilerinin bulunduğu yerlerde yoğunlaşması, konunun ciddiyetini daha da artırıyor”
-“Verimli bazı tarım arazileri tarım dışı amaçlarla kullanılırken, orman ve mera olarak kullanılması gereken 6 milyon hektar kadar arazide ise işlemeli tarım yapılıyor”
Başta tekstilci olmak üzere sanayici fabrikalarını yurtdışına taşıyor."dedi
Aralık ayı Toplantısı 30 Aralık 2025 Karasu Yeni Mahalle olarak belirlendi.