Behçet TOP “Büyükşehir Yasası Köylüyü Hastanelik edecek”
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
03.06.2015 - 10:56, Güncelleme:
17.05.2021 - 23:25 1795+ kez okundu.
Behçet TOP “Büyükşehir Yasası Köylüyü Hastanelik edecek”
Merkez Parti Sakarya Milletvekili adayı Behçet TOP Kaynarca İlçe Merkezindeki Lağım akan dereleri yerinde inceledi”
Merkez Parti Sakarya Milletvekili adayı Behçet TOP Kaynarca İlçe Merkezi Hatipler Mahallesi,Konak Mahallesi, Merkez Mahallesi,Orta Mahallesi,Birlik Mahallesi ,Karaçalı Mahallesi, Karamanlar Mahallesi ,Küçükkaynarca Mahallesi ,Müezzinler Mahallesi ,Sabırlı Mahallesinde Seçmenle buluştu.
Merkez Parti Sakarya Milletvekili adayı Behçet TOP “Dünya gittikçe tarım ve gıda üretiminde yoksullaşıyor. Tarım ve gıda krizi yakın gelecekte dünya insanlarının en önemli sorunu olacaktır. Küresel ısınma giderek artmakta olduğundan, üretim koşulları değişmekte ve gıda sağlanması stratejik bir önem kazanmaktadır. Gelecek, gıda savaşlarına mahkum görülmektedir. Bu itibarla giderek tarım ve gıda sektörü, diğer sektörlerin önüne geçebilecek kadar çok önemli bir konuma ulaşacaktır. İnsanlar giyinmeyebilir, otomobili olmayabilir, soğuktan bir yerde barınabilirler ama açlığa ve susuzluğa kaç gün dayanabilir? Dünyada açlık ve susuzluk ölümleri savaş ölümlerinden daha fazladır! Türkiye’nin hızla artan nüfusu göz önünde bulundurulduğunda ve tarım-gıda maddelerine küresel talebin hızla arttığı bir ortamda, yeni tarım ve gıda politikaları geliştirmek zorundayız. Bu sektöre küresel boyutta duyulan ihtiyaç her gün artmaktadır. Bu yüzden milletler iklim koşulları ve istenilen iklim özelliklerinin sağlanabilmesi azami ölçüde yerli üretime ulaşılması için büyük fedakârlıklara katlanmaktadırlar. Yakın zamana kadar Türkiye, kendisine yeterli temel ürünleri üretebilen yedi ülkeden birisiydi. Büyük ölçüde bu sektör doğrudan doğruya iklim koşullarına bağlı olmasına rağmen bu ticaret kalemlerinde ciddi bir denge unsurumuz olarak yerini alabilmekteydi. Zaman içerisinde bu yapı giderek menfi yönde daralmaya başlamıştır... Toprak, üretimde verimlilik, yeterli teşvik ve insan unsuru ile ilgili optimal tedbirler gerekli zaman dilimleri içerisinde alınamadığı için, bugün tarım ve hayvancılığımız çökme noktasına yaklaşabilmiştir. Diğer taraftan; dünya genelinde bozulan ekolojik dengenin olumsuz tehdidi bu durumu daha da ciddi hale getirmektedir. Uluslararası müşterek tedbirler ise, arzu edilen ölçeklerde alınamamaktadır. Dengesiz beslenme ve/veya açlık gerçeğinin yaşandığı ülkelerde ekonomik büyümenin hızlı, sosyo-kültürel gelişmelerin ise dengeli olamayacağı bilinmektedir. Mal ve sermaye dolaşımının serbest olduğu, buna karşı emek ve işadamlarının dolaşımının engellendiği dünyamızda gerekli koruyucu tedbirlerin zamanında alınamayışı bu sektörümüzde radikal tedbirler alınmasını bir mecburiyet haline getirmiştir. Ekonomik yapıdaki tehdit unsurları ve bunların (kriz) gerçekleri karşısında ülkemiz; diğer ülkelerle olan ilişkilerini de ortaya koyarak, geçici süre ve yeterli tedbirleri kullanma hakkını, gecikmeden devre sokmalıdır. Gerekli hedefleri ve izlenecek stratejileri daha fazla geciktirmek, problemlerin çözümünü zorlaştıracak ve maliyetini arttıracak, Türkiye’nin içişlerine olan dış baskılar da yoğunluk kazanabilecektir. Yani emek, zaman ve para kaybımız artacaktır.
Türk tarımının en önemli yapısal sorunlarının başında Tarım İşletmelerinin küçük arazilerinin parçalı ve dağınık olması gelmektedir. Bu tür işletmelerde ürün maliyeti çok yüksek olmakta iş gücü makine ve diğer yatırımlar verimli olarak kullanılamamaktadır. Bu işletmeleri optimal işletme büyüklüğüne geçirmeden alt yapı yatırımlarında ve makine yatırımlarında verimliliği ve karlılığı yükseltmek mümkün değildir. Çünkü bu işletmeler karı çok düşük olduğundan yatırım için kaynak yaratamamakta sürekli devlet desteğine muhtaç olarak kalmaktadır. Sahiplerine de beklenen refah ve geliri sağlayamamaktadırlar. Bu yapısal sorunu aşmak ve kamuya yük olmaktan çıkarmak için işletmelerin uygun ekolojik ve ekonomik alanlarda hızla arazi toplulaştırılmasına tabi tutulması gerekmektedir. Bu konuya devlet kamu çıkarlarını düşünerek öncelik vermek zorundadır. Bu yöntemle her parsele yol ve su gibi hizmetler götürülebilecek rasyonel ve kârlı tarım yapılabilecektir.
Arazi toplulaştırılması yapılan yerlerde kurulacak kooperatif, çiftçi birliği, tarımsal şirketler aracılığı ile ihtiyaç duyulan tarımsal girdiler uygun maliyetlerle karşılanabilecek çiftçilerin bilgi ve beceriye olan ihtiyaçları sözleşmeli uzman kişilerden sağlanabilecektir.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşanların yaşadığı ikinci en büyük sorun, piyasa koşullarına uygun teşkilatlanmadığı için ürünlerini ham madde olarak satması ve beklediği geliri istikrarlı şekilde sağlayamamasıdır. Bunu önlemenin yolu Türk çiftçisini, sadece üreten değil aynı zamanda ürününü işleyip satan konuma getiren, işleme ve pazar rantından da faydalandırmaktır. Bunun için çiftçi birlikleri aracılığı ile ilk ürün sonrası işleme sanayilerinin kırsal kesimde kurulup işletilmesi ve pazarlama tesislerinin sahip ve yönetiminde söz ve karar sahibi yapacak konuma getirilmesi şarttır. Bu tesisler malumdur ki ancak mali açıdan güçlü çiftçi birlikleri veya özellikle şirketler sayesinde oluşturulabilir. Bunu sürekli sağlamak amacıyla; Gerekli teşvik ve yasal düzenlemelerle üreticilere hizmet edecek kooperatif veya birlik bankaları, finans kuruluşları kurularak hizmete girecekler, üreticilerin mevduatlarını değerlendirecekler ve kaynak yaratacaklardır.
Tarımsal ve hayvansal ürünlerin iç ve dış piyasada satış ve tanıtımı çiftçi birlikleri tarafından kurulacak profesyonel olarak çalışan pazarlama şirketleri tarafından yapılacaktır. Bu şirketler pazar ve talep araştırmaları yaparak pazar değeri yüksek ürünleri tespit ederek yetiştirilecek ürünleri kendi ortaklarına empoze edeceklerdir. Bu şekilde üretim pazar-talep ağırlıklı şekilde oluşacaktır. Gereksiz ve fazla üretimden doğan kayıplar azaltılabilecektir.
Gerek ürün yetiştirilmesi sırasında gerek ürün işlemesinde ve pazarlama aşamalarında do ğabilecek risklere karşı tarımsal sigorta kapsamı genişletilerek çiftçilerin gelir kayıpları sigorta ile istikrar altına alınacaktır.
Tarım ve hayvancılığın hızla geliştirilebilmesi için AR-GE ve ıslah çalışmalarına özel önem verilecektir. Bu konuda yeni bitki, tohumluk ve hayvan türleri ortaya çıkaran ıslahçılara, makine ve ekipman geliştirenlere cezp edici ödüller verilecektir. Adaptasyon kabiliyeti ihraç ülke pazarlarına uygun girdilerin geliştirilmesi ile hedef ülkelerle organik bağ kurulacaktır.
Bu amaçla; diğer sektörlerde olduğu gibi, tarım sektöründe de “Biyoloji” yanında NANO teknolojisinin sağladığı olanaklar kullanılmak suretiyle, gen aktarımlarının yapılması, kuraklığa ve her türlü hastalıklara dayanıklı yüksek verimli türlerin tarım ilaçlarına bağımlılığı azaltacak, hatta gerek kalmaksızın üretilmeleri sağlanacaktır.
Çevreyi oluşturan tarım toprakları, çayır ve meralar, su kaynakları, bitkisel ve hayvansal gen kaynakları, biyolojik çeşitlilik başta olmak üzere her türlü tahribattan, yanlış kullanmadan ve kirlenmeden korunacaktır. Tarım arazilerine ait toprak haritaları yenilenerek ve gerekli arazi dönüşümlerine gidilerek araziler sınıflarına uygun şekilde işletilecektir.
Ülkemize ithal edilen ham yağ ve kesif yem açığını kapatmaya yönelik tarım teşvikleri yapılacak, piyasa talebi ve değeri olmayan ürünlere teşvik verilmeyecektir. Teşvikler havza bazında yapılacaktır. Teşvik verilmesinde öncelik küresel su ve kuraklık krizi dikkate alınarak sulamada tasarruf sağlayıcı, damlama ve yağmurlama... gibi basınçlı sulama sistemlerine verilecektir.
Bütün çiftçilere mesleki bilgi aktaran bir bilgi ağı sistemi kurulacak her çiftçi ailesinden isteyene bilgisayar eğitimi verilerek ve uygun maliyetli bilgisayar temin edilerek bu ağdan faydalanması sağlanacak, tüm işletmeler aşamalı şekilde bilgilerini dijital ortamda saklayabilecek duruma getirilmek için teşvik verilecektir.
TARIMDA BİLGİ ÇAĞI YAKALANACAKTIR.
Geleceğin dünya piyasasında rakip ülke çiftçileri ile yarışabilecek yeni nesil çiftçi yaratmak için tarımsal potansiyeli yüksek bölgelerde bulunan orta öğretim seviyesi üstündeki çiftçi gençleri; başta kooperatifçilik olmak üzere eğitilerek ve yurt dışında inceleme ve gözlem gezileri yaptırılarak yetiştirilmiş lider nitelikli girişimci, yarışmacı genç çiftçi kitlesi yetiştirilecektir. 21. yüzyılda Türk tarımının ve hayvancılığının motorunu AR-GE uzmanları, üretim ve pazarlamada çalışan donatımlı genç nesil çiftçiler oluşturacaktır.
Kentleşme sürecine girmiş ülkemizde, köylerin genç nüfusu hızla boşalarak kentlere gitmekte, geride iş göremez yaşlılar kaldığından tarım arazileri işlenmez halde terk edilmektedir... Bu arazilerin maliklerinden satın alınarak toplulaştırılması ve daha sonra işletilmesi için yeni bir kuruluş vücuda getirilmelidir. Bu kuruluşun adı “Toprak Alım ve İşletme Kurumu” olmalıdır. Bu konu önemine binaen toprak mülkiyeti ve kullanım hakkının yeniden düzenlenmesi başlığıyla açıklanacaktır.
Hazine arazileri topraksız köylülere öncelikli olarak kiralanacaktır.”dedi.
Merkez Parti Sakarya Milletvekili adayı Behçet TOP “Bu gün Kaynarca’nın 2015 Türkiye’sinde nasıl geri bırakıldığını gördüm. Yollar Yollara benzemiyor.
Kaynarcanın Kanalizasyonu Derelere bağlanmış.Longozu gördüm çevre kirliliği ile karşı karşıya. Büyükşehir Fakir Halkın kendi imkanları ile getirdiği suya bile saat takmış.Vatandaşın ürettiği ürün para etmez oldu. Büyükşehir Yasası Köylüyü Hastanelik edecek.
Seçim öncesi Sakarya Orman Bölge Müdürlüğü işkurla işbirliği yapınca 2500 vatandaşı işe aldı.Arazide çalıştırdıkları işçilerin suları bile yok.Sadece oya dayalı yapılan işler aldatmadan öte gitmez”dedi.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.