Bor Moleküllerinin Anti Kanser Özelliklerini Keşfettik

EĞİTİM 27.10.2022 - 16:54, Güncelleme: 27.10.2022 - 16:54 1706+ kez okundu.
 

Bor Moleküllerinin Anti Kanser Özelliklerini Keşfettik

Bor Moleküllerinin Anti Kanser Özelliklerini Keşfettik

SUBÜ Konuşmaları’nın 34’üncü konuşmacısı olan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin, tespit ettikleri bazı bor moleküllerinin anti kanser özelliklerini keşfettiklerini ve ilaçlar geliştirdiklerini söyledi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 34’üncü konuşmacısı İlim Yayma Büyük Ödülü sahibi ve Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin oldu. Moderatörlüğünü Biyomedikal Teknolojiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız’ın yaptığı söyleşide ‘Türkiye’de Biyoteknoloji Alanındaki Güncel Gelişmeler ve Bor’ başlığı konuşuldu. Söyleşide biyoteknolojinin tarihi, günümüzde Türkiye’deki uygulamaları ve yapılan çalışmalar, bor alanındaki yenilikler, bor temelli olarak üretilen ürünler ve bu alanın geleceği konuşuldu. İzleyicilerden gelen soruları da yanıtlayan Şahin, birçok çalışmanın müjdesini verdi. Biyoteknolojinin gelişimi Biyoteknolojinin geçmişinin Mezopotamya’da toplu yaşamın başladığı zamanlara kadar gittiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, “Eski biyoteknoloji milattan önce 8-10’uncu yüzyıllara kadar gidiyor. Mezopotamya’da çavdar, buğday gibi bitkilerin ıslah ve seleksiyon çalışmalarıyla başlıyor. Sahra bölgesinde de keçi ve koyun gibi hayvanlar ıslah edilerek insanoğlunun hizmetine sunuluyor. Daha sonra biyoteknoloji evirilerek fermantasyon teknolojisi geliştirildi. İlk olarak şarap ve bira gibi alkollü içecekler üretildi. Et ve süt ürünleri bunları takip etti. Fermantasyon teknolojilerinin merkez üssü Mısır’dı. Ardından bu teknolojinin yayılması ilaçlar için de kullanılmasını sağladı. Fermantasyon teknolojilerinin bir sonraki evresi biyoreaktörlere taşınması oldu. Buralarda özellikle savunma sektörünün ihtiyacı olan steroid, aminoasit ve vitaminler üretildi. Gıda ve sağlık sektöründe kullanılabilecek enzimlerin üretiminde de biyoreaktörler kullanıldı. 1980’li yıllara gelindiğinde modern biyoteknoloji ortaya çıktı. Moleküler ve genetik mühendislik teknolojilerinin ilerlemesiyle klonlama teknolojileri devreye girdi ve canlıların genetik arka planlarında kalıcı değişimlerin oluşturulması mümkün hale geldi” diye konuştu. Genel kanının aksini ispat ettik Bor elementinin yeryüzü kabuğunda çok nadir bulunduğunu söyleyen Şahin, “Kimyasal olarak baktığımızda metalik ve ametal arasında özellik gösteren bir elementtir. Doğada hiçbir zaman serbest olarak bulunmuyor. Çoğunlukla oksijenle bir araya gelerek borik asite dönüşüyor. Metalik elementlerle buluştuğunda ise bor tuzuna dönüşüyor. Bu elementin çeşitli alanlarda kullanılan ve sentezlerle elde edilen çok sayıda bileşiği var. Bizler de grup olarak son 15 yıldır farklı sentezlerle yeni bileşikler elde etmeyi ve bunların farklı sektörlerde kullanımını araştıran bir grubuz. Özellikle tarım, malzeme ve sağlık sektöründeki kullanımı ile ilgili çalışmalar yürütmekteyiz. Bor elementinin biyolojik sistemler için önemine ilişkin bilinmeyenler var. Örneğin memeli sistemler için bor bir eser element olarak bilim dünyası tarafından kabul edilmemiştir. Ancak geçmişte yapılan çalışmalar, ‘biyolojik sistemlere veya biyolojik sıvının içerisine borun hangi bileşiği alınırsa alınsın fizyolojik pH içerisinde borik asite dönüşür, memeli hücrelerinin içerisine girer ve biyolojik olarak bütün aktivitesi borik asit üzerinden olur.’ Hal böyle olunca ve 96 saat içerisinde muhakkak böbreklerden idrar yoluyla atılınca bütün çalışmaları borik asit üzerinden kurgulamalıyız diye düşünmüşler. Ancak ben bunun doğru olup olmadığını analiz etmek için hem bor tuzlarını hem var olan hem de kendi sentezlediğimiz bileşenleri ve borik asiti eş zamanlı olarak biyolojik sistem üzerinde test ettim. Gördüm ki hem hücreye alınışları hem de biyolojik etkileri borik asitten daha farklı. Ben bunu ispat etmiş oldum.” Yüzlerce ürün geliştirdik ve patentini aldık İnsanların embriyonik kök hücrenin farklılaşması ve biyolojik sistemi oluşturmasıyla meydana geldiğini belirten Şahin, “Kök hücre çalıştığımız için bor bileşiklerinin bütün tiplerini öncelikle kök hücrelerinin üzerinde ayrı ayrı çalıştık. Çalışmalar sonucunda bazı moleküllerin memeli sistemleri için çok toksik, bazıları az toksik, bazılarının ise hiçbir toksik etkisi olmadığını gördük. Bunlardan hareket ederek toksik etkisi olmayan ve olabildiğince az olan molekülleri tespit ettik, onların sağlık sisteminde tedaviye yönelik kullanılması için çalışmaya başladık. Birçok ürün formülasyonu geliştirdik. Moleküllerin çoğunun çok iyi anti bakteriyel özellikleri var. Bu da bunlardan biyosidal, antiseptik, sterilizasyon amaçlı ürünlerin, malzemelerin geliştirilebileceği anlamına geliyor. Hatta malzemelere eklemeler yapılarak bunların insan sağlığına zararlarının ortadan kaldırılabilmesine olanak sağlıyor. Biz bu alanda yoğun bir şekilde çalışarak yüzlerce ürün geliştirdik ve ruhsatlandırdık. Ayrıca hem ulusal hem de uluslararası patentlerini aldık. Bununla da kalmayarak bazı bor moleküllerinin anti kanser özelliklerini keşfettik. Bunların formülasyonlarını geliştirdik. Şu anda klinik aşamadalar. Bazı moleküller ise anti inflamatuar özellikteydi. Bu mekanizma sağlıkta oldukça önemli. Çünkü enfeksiyon ve kanser hastalıklarının temeli inflamasyondan başlar. Eğer sizin anti inflamatuar özelliği olan ve toksik etkisi düşük olan bir molekülden geliştirdiğiniz formülasyonlar varsa o hastalıkların hepsi için ayrı ayrı ilaç geliştirmek mümkün olur. Bizim grubumuz bu ilaçları geliştirdi ve patentlerini aldı” ifadelerini kullandı.
Bor Moleküllerinin Anti Kanser Özelliklerini Keşfettik

SUBÜ Konuşmaları’nın 34’üncü konuşmacısı olan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin, tespit ettikleri bazı bor moleküllerinin anti kanser özelliklerini keşfettiklerini ve ilaçlar geliştirdiklerini söyledi.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 34’üncü konuşmacısı İlim Yayma Büyük Ödülü sahibi ve Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin oldu. Moderatörlüğünü Biyomedikal Teknolojiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız’ın yaptığı söyleşide ‘Türkiye’de Biyoteknoloji Alanındaki Güncel Gelişmeler ve Bor’ başlığı konuşuldu. Söyleşide biyoteknolojinin tarihi, günümüzde Türkiye’deki uygulamaları ve yapılan çalışmalar, bor alanındaki yenilikler, bor temelli olarak üretilen ürünler ve bu alanın geleceği konuşuldu. İzleyicilerden gelen soruları da yanıtlayan Şahin, birçok çalışmanın müjdesini verdi.

Biyoteknolojinin gelişimi

Biyoteknolojinin geçmişinin Mezopotamya’da toplu yaşamın başladığı zamanlara kadar gittiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, “Eski biyoteknoloji milattan önce 8-10’uncu yüzyıllara kadar gidiyor. Mezopotamya’da çavdar, buğday gibi bitkilerin ıslah ve seleksiyon çalışmalarıyla başlıyor. Sahra bölgesinde de keçi ve koyun gibi hayvanlar ıslah edilerek insanoğlunun hizmetine sunuluyor. Daha sonra biyoteknoloji evirilerek fermantasyon teknolojisi geliştirildi. İlk olarak şarap ve bira gibi alkollü içecekler üretildi. Et ve süt ürünleri bunları takip etti. Fermantasyon teknolojilerinin merkez üssü Mısır’dı. Ardından bu teknolojinin yayılması ilaçlar için de kullanılmasını sağladı. Fermantasyon teknolojilerinin bir sonraki evresi biyoreaktörlere taşınması oldu. Buralarda özellikle savunma sektörünün ihtiyacı olan steroid, aminoasit ve vitaminler üretildi. Gıda ve sağlık sektöründe kullanılabilecek enzimlerin üretiminde de biyoreaktörler kullanıldı. 1980’li yıllara gelindiğinde modern biyoteknoloji ortaya çıktı. Moleküler ve genetik mühendislik teknolojilerinin ilerlemesiyle klonlama teknolojileri devreye girdi ve canlıların genetik arka planlarında kalıcı değişimlerin oluşturulması mümkün hale geldi” diye konuştu.

Genel kanının aksini ispat ettik

Bor elementinin yeryüzü kabuğunda çok nadir bulunduğunu söyleyen Şahin, “Kimyasal olarak baktığımızda metalik ve ametal arasında özellik gösteren bir elementtir. Doğada hiçbir zaman serbest olarak bulunmuyor. Çoğunlukla oksijenle bir araya gelerek borik asite dönüşüyor. Metalik elementlerle buluştuğunda ise bor tuzuna dönüşüyor. Bu elementin çeşitli alanlarda kullanılan ve sentezlerle elde edilen çok sayıda bileşiği var. Bizler de grup olarak son 15 yıldır farklı sentezlerle yeni bileşikler elde etmeyi ve bunların farklı sektörlerde kullanımını araştıran bir grubuz. Özellikle tarım, malzeme ve sağlık sektöründeki kullanımı ile ilgili çalışmalar yürütmekteyiz. Bor elementinin biyolojik sistemler için önemine ilişkin bilinmeyenler var. Örneğin memeli sistemler için bor bir eser element olarak bilim dünyası tarafından kabul edilmemiştir. Ancak geçmişte yapılan çalışmalar, ‘biyolojik sistemlere veya biyolojik sıvının içerisine borun hangi bileşiği alınırsa alınsın fizyolojik pH içerisinde borik asite dönüşür, memeli hücrelerinin içerisine girer ve biyolojik olarak bütün aktivitesi borik asit üzerinden olur.’ Hal böyle olunca ve 96 saat içerisinde muhakkak böbreklerden idrar yoluyla atılınca bütün çalışmaları borik asit üzerinden kurgulamalıyız diye düşünmüşler. Ancak ben bunun doğru olup olmadığını analiz etmek için hem bor tuzlarını hem var olan hem de kendi sentezlediğimiz bileşenleri ve borik asiti eş zamanlı olarak biyolojik sistem üzerinde test ettim. Gördüm ki hem hücreye alınışları hem de biyolojik etkileri borik asitten daha farklı. Ben bunu ispat etmiş oldum.”

Yüzlerce ürün geliştirdik ve patentini aldık

İnsanların embriyonik kök hücrenin farklılaşması ve biyolojik sistemi oluşturmasıyla meydana geldiğini belirten Şahin, “Kök hücre çalıştığımız için bor bileşiklerinin bütün tiplerini öncelikle kök hücrelerinin üzerinde ayrı ayrı çalıştık. Çalışmalar sonucunda bazı moleküllerin memeli sistemleri için çok toksik, bazıları az toksik, bazılarının ise hiçbir toksik etkisi olmadığını gördük. Bunlardan hareket ederek toksik etkisi olmayan ve olabildiğince az olan molekülleri tespit ettik, onların sağlık sisteminde tedaviye yönelik kullanılması için çalışmaya başladık. Birçok ürün formülasyonu geliştirdik. Moleküllerin çoğunun çok iyi anti bakteriyel özellikleri var. Bu da bunlardan biyosidal, antiseptik, sterilizasyon amaçlı ürünlerin, malzemelerin geliştirilebileceği anlamına geliyor. Hatta malzemelere eklemeler yapılarak bunların insan sağlığına zararlarının ortadan kaldırılabilmesine olanak sağlıyor. Biz bu alanda yoğun bir şekilde çalışarak yüzlerce ürün geliştirdik ve ruhsatlandırdık. Ayrıca hem ulusal hem de uluslararası patentlerini aldık. Bununla da kalmayarak bazı bor moleküllerinin anti kanser özelliklerini keşfettik. Bunların formülasyonlarını geliştirdik. Şu anda klinik aşamadalar. Bazı moleküller ise anti inflamatuar özellikteydi. Bu mekanizma sağlıkta oldukça önemli. Çünkü enfeksiyon ve kanser hastalıklarının temeli inflamasyondan başlar. Eğer sizin anti inflamatuar özelliği olan ve toksik etkisi düşük olan bir molekülden geliştirdiğiniz formülasyonlar varsa o hastalıkların hepsi için ayrı ayrı ilaç geliştirmek mümkün olur. Bizim grubumuz bu ilaçları geliştirdi ve patentlerini aldı” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakarya24haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana Escort Çukurova Escort Seyhan Escort Ankara Escort Mamak Escort Etimesgut Escort Polatlı Escort Pursaklar Escort Haymana Escort Çankaya Escort Keçiören Escort Sincan Escort Antalya Escort Kumluca Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Muratpaşa Escort Kaş Escort Alanya Escort Kemer Escort Bursa Escort Eskişehir Escort Gaziantep Escort Şahinbey Escort Nizip Escort Şehitkamil Escort İstanbul Escort Merter Escort Nişantaşı Escort Şerifali Escort Maltepe Escort Sancaktepe Escort Eyüpsultan Escort Şişli Escort Kayaşehir Escort Büyükçekmece Escort Beşiktaş Escort Mecidiyeköy Escort Zeytinburnu Escort Sarıyer Escort Bayrampaşa Escort Fulya Escort Beyoğlu Escort Başakşehir Escort Tuzla Escort Beylikdüzü Escort Pendik Escort Bağcılar Escort Ümraniye Escort Üsküdar Escort Esenyurt Escort Küçükçekmece Escort Esenler Escort Güngören Escort Kurtköy Escort Bahçelievler Escort Sultanbeyli Escort Ataşehir Escort Kağıthane Escort Fatih Escort Çekmeköy Escort Çatalca Escort Bakırköy Escort Kadıköy Escort Avcılar Escort Beykoz Escort Kartal Escort İzmir Escort Balçova Escort Konak Escort Bayraklı Escort Buca Escort Çiğli Escort Gaziemir Escort Bergama Escort Karşıyaka Escort Urla Escort Bornova Escort Çeşme Escort Kayseri Escort Kocaeli Escort Gebze Escort İzmit Escort Malatya Escort Manisa Escort Mersin Escort Yenişehir Escort Mezitli Escort Erdemli Escort Silifke Escort Akdeniz Escort Anamur Escort Muğla Escort Bodrum Escort Milas Escort Dalaman Escort Marmaris Escort Fethiye Escort Datça Escort Samsun Escort Atakum Escort İlkadım Escort Adıyaman Escort Afyonkarahisar Escort Ağrı Escort Aksaray Escort Amasya Escort Ardahan Escort Artvin Escort Aydın Escort Balıkesir Escort Bartın Escort Batman Escort Bayburt Escort Bilecik Escort Bingöl Escort Bitlis Escort Bolu Escort Burdur Escort Çanakkale Escort Çankırı Escort Çorum Escort Denizli Escort Diyarbakır Escort Düzce Escort Edirne Escort Elazığ Escort Erzincan Escort Erzurum Escort Giresun Escort Gümüşhane Escort Hakkari Escort Hatay Escort Iğdır Escort Isparta Escort Kahramanmaraş Escort Karabük Escort Karaman Escort Kars Escort Kastamonu Escort Kırıkkale Escort Kırklareli Escort Kırşehir Escort Kilis Escort Konya Escort Kütahya Escort Mardin Escort Muş Escort Nevşehir Escort Niğde Escort Ordu Escort Osmaniye Escort Rize Escort Sakarya Escort Siirt Escort Sinop Escort Sivas Escort Şanlıurfa Escort Şırnak Escort Tekirdağ Escort Tokat Escort Trabzon Escort Tunceli Escort Uşak Escort Van Escort Yalova Escort Yozgat Escort Zonguldak Escort
Antalya Escort Kumluca Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Muratpaşa Escort Kaş Escort Alanya Escort Kemer Escort aksu escort Döşemealtı Escort kepez escort demre escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort korkuteli escort serik escort
izmir escort aliağa escort balçova escort bayindir escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kınık escort kiraz escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort alsancak escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.